Yeni Museic Soundworks Web Sitem Yayında

Museic Soundworks GörseliUzun bir süredir uğraştığım hobim olan hoparlör kabini tasarımı ve üretimiyle ilgili paylaşımlar yapacağım web sitemi yayına aldım. Museic Soundworks benim bu alanda kullandığım kişisel markam. Web sitesi henüz taslak halinde ve içerikleri yeni yeni toparlıyorum ama yakında epeyce yola girecek sanırım. Bağlantısını da buraya bırakıyorum, ilgilenenler inceleyebilir.

Museic Soundworks Web Sitesi

Kahveyle Haberler 3 – Google Ad-Blocking Update – CIA, FBI, NSA Huawei Kullanmayın Önerisi

GIZMODO:
Google’s Big Ad-Blocking Update Comes to Chrome Tomorrow: Here’s What We Know:
https://gizmodo.com/google-s-big-ad-blocking-update-comes-to-chrome-tomorro-1822992036

CNNfn:
The FBI, CIA and NSA say American citizens shouldn’t use Huawei phones:
http://money.cnn.com/2018/02/14/technology/huawei-intelligence-chiefs/

Alkol mü, Sigara mı, Yoksa Şeker mi Daha Çok Öldürüyor?

Sizlerle bazı istatistikleri paylaşmak istiyorum. Dünyadaki yıllık sigara, alkol ve şeker kaynaklı ölümlerin sayılarına bir bakalım (kesin rakamlar olması mümkün değil ama genel olarak karşılaştırma yapmamız için de yeterli olacaktır).

Alkol kaynaklı ölümler 2,5 milyon kişi/yıl
Sigara kaynaklı ölümler 5 milyon kişi/yıl
Şeker kaynaklı ölümler 15 milyon kişi/yıl

Alkol ve sigaranın zararlarını yadsımıyorum, ama bu sayılara baktığımızda bize öcü olarak gösterilen ve üzerlerine inanılmaz vergi yüklenen bu ürünlerle karşılaştırıldığında, şekerin çok daha büyük bir toplumsal problem olduğunu görüyoruz. Ama buna rağmen, diğer ürünlerden çok daha tehlikeli olan şekerli gıdalarla ilgili önleyici bir vergilendirme ortalıkta yok (veya yok denebilecek seviyede).

Şekerli içeceklere vergi uygulansa durum ne olurdu?
Kaba bir hesap yapalım; şu anda marketlerde yaklaşık 3 TL’ye satılan 2,5 litrelik kolalı içeceğin fiyatı, eğer sigara ve şaraba uygulanan vergilere benzer vergilere tabi olsaydı, 4,5TL ile 6TL arasında olması gerekecekti. Alkol oranı daha yüksek olan içkilere uygulanan vergilere benzer bir vergi uygulansaydı, o durumda fiyatının nerelere geleceğini tahmin edemiyorum (aşağıdaki gov.tr bağlantısında vergi oranları mevcut). Bu seviyede bir vergilendirme bile, su yerine durmadan şekerli içecek tüketen toplumumuz için önemli bir adım olurdu. Fast Food restoranlarda, üç kuruşa koca koca şekerli içecekleri satmak da daha zor olurdu.

Garip durum!
Sizce de bu garip değil mi? İnsanların şekere olan bağımlılığını kullanarak, hemen hemen hiçbir besin değeri olmayan ürünleri satarak inanılmaz kâr elde eden kurumlar, toplum sağlığını bozdukları için herhangi bir yaptırım ve vergiye tabi değiller. Ama biz çalışanlar, her birimiz, bu ürünlerin yarattığı şeker hastalığı, obezite ve kalp hastalıklarının tedavisine yönelik olarak sosyal sigorta primlerimizi tıkır tıkır ödüyoruz. Kısacası, şekerli gıda üretenler bizim üzerimizden kâr elde ediyorlar ve toplum sağlığının bozulmasına neden oluyorlar, ama faturasını toplum olarak hepimiz ödüyoruz.

Yani devletimiz (ve diğer devletler) diyor ki, sizi sigara ve alkol yolu ile öldürmeye çalışanlardan korurum, ama şekerle öldrülmenize karışmam.

Bu gidişe bir dur demek gerekmiyor mu?

Konuyla ilgili çeşitli kaynaklar:
http://www.cdc.gov/alcohol/fact-sheets/alcohol-use.htm
http://www.ncadd.org/index.php/in-the-news/155-25-million-alcohol-related-deaths-worldwide-annually
http://www.olsonnd.com/what-kills-more-people-sugar-or-cigarettes/
http://newsroom.heart.org/news/180-000-deaths-worldwide-may-be-associated-with-sugary-soft-drinks
http://www.cdc.gov/tobacco/data_statistics/fact_sheets/fast_facts/
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/mevzuatek/otv_oranlari_tum/otv_3_sayili-OpenPage.htm

Windows 8 Consumer Preview

Windows 8 Consumer Preview yükledim. Bence Windows 2’den bu yana en yenilikçi MS işletim sistemi olmuş. Desktop/Tablet işletim sistemini tek çatı altında başarılı şekilde bir araya getirdiklerini düşünüyorum. Windows 8’de dilerseniz klasik Windows arayüzüyle tablet (parmakla kullanım) arayüzü arasında anında geçiş yapabiliyorsunuz. Tablet bölümü için kullanılan arayüz, benim çok başarılı bulduğum Zune ve Windows Phone 7 arayüz yaklaşımını devam ettirmekte. Henüz “preview” versiyon olmasına rağmen, açılış ve kapanış hızları gayet iyi gözükmekte. Aşağıda bir kaç ekran çıktısını paylaşıyorum (e-posta arayüzü, tarayıcı ve XBox Live).

Microsoft, Android’in Telefon/Tablet işletim sistemi ikilemesi yerine, Tablet/Desktop işletim sistemi olarak karşımıza çıkmış. Bence Microsoft olarak doğru bir yaklaşım olabilir.

Windows 7’de yapılması gerekenler, geç de olsa Windows 8’de yapılmış gözüküyor. Ben beğendim. Denemek isteyenler buradan indirebilirler.

Aslan Max sen ne yaptın?

Çocuğumuzun beslenmesinin mümkün olduğunca düzgün olması için elimizden geleni yapıyoruz. Bunun için tatlı-sert bir şekilde en zararlı yiyeceklerden uzak durmasını sağlamaya çalışıyoruz. Tabii ki bu bir yere kadar mümkün ve çocuğun çocukluğunu da yaşamasına izin vermek gerektiğini düşünüyorum; arada sırada içilen cola veya yenen fast food hamburgerinden de mahrum etmiyoruz çocuğumuzu. Bu ürünleri neden tüketmemesi gerektiğini (veya az tüketmesi) de her seferinde anlatarak anladığı kadarıyla da olsa bir şeylerin farkına varmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Dondurma (mı acaba?).
İşte dondurma da bu kategoriye giren yiyeceklerden; az ve kalitelisi tüketilirse problem yaratmayacak, ancak fazla tüketildiği ve dikkatli seçilmediği taktirde çocukların sağlığını etkileyebilecek bir ürün. Bu yüzden hazır dondurmalar içinde bulabildiğim en iyilerini seçerek oğluma yedirmeye çalışıyorum. Tabii bu çok da kolay olmuyor, çünkü piyasada satılan dondurmaların çoğu aslında gerçek anlamda dondurma değil, süt tozu, margarin, şeker karışımı şeyler satılmakta.
Aslan Max Gerçeği: Çocuklarımızın Sağlığı Tehlikede!
Uzun süredir Algida Aslan Max ürünlerini çocuğuma pek yedirmemeye çalışıyorum, çünkü gerçek dondurma olmadıklarını biliyordum (ticari nitelemesi “sütlü buz”). Ama geçtiğimiz günlerde oğlum bir lokantada bu ürünü ele geçirme girişiminde başarıya ulaşınca, ben de paketinin üzerini biraz daha dikkatle inceleme fırsatı buldum ve gördüklerime inanmakta zorluk çektim. Çünkü bu ürünün içeriği benim düşündüğümün çok daha ötesinde kötüydü. İşte bu yüzden bu yazıyı yazarak sizlerle görüşlerimi paylaşmak istedim. Bundan sonra okuyacaklarınız umarım sizi şaşırttığı kadar, bu ürünlerden çocuklarınızı (ve kendinizi) uzak tutmanızı da sağlar.
Nereden başlamalı?
Ürün içeriği dondurmadan o kadar uzak ki, önce nereden başlayayım bilemiyorum. Ama sanırım dondurmayı dondurma yapan sütten başlamak en iyisi. Bu ürünün paketinin üzerinde “Taze Sütlü” ifadesi yer almakta. Bu size ne düşündürür? Ürünün ciddi oranda taze süt içerdiğini düşünürsünüz değil mi? Peki o zaman ben size söyleyeyim, bu üründeki süt oranı sadece %5 (evet yüzde beş). Peki gerisi ne diyeceksiniz, eğer dondurmanın %5’i sütse gerisi neden mamul olabilir? İşte size içerikteki maddeler (en çoktan, en aza doğru):
Su
Şeker
Bitkisel Yağ
Glikoz Şurubu
Pastörize Süt (%5)
Yağsız Süt Tozu
Peyniraltı Suyu Tozu
Guar Gam
Ksantan Gam
Karboksimetil Selüloz
Karragenan
Mono ve Digliseridler
Aroma (Vanilya)
Evet, içerikteki ilk 4 maddeden sadece şeker normal bir dondurmada bulabileceğiniz maddeler. Diğerlerininse ne olduğunu anlamak bile zor. Peki besin değerleri nedir, bir de ona bakalım:
52gr’lık ürün için;
Enerji: 155,5 Kcal
Protein: 1,7 gr
Yağ: 10,2 gr
Karbonhidrat: 14,2 gr
 
Dikkat margarin!
Bunlar ne ifade ediyor, isterseniz en etkileyicisinden başlayalım: Normal sütlerdeki yağ oranı %3 civarındadır, dondurma haline gelmiş bir üründeki yağ oranının da %5 civarında olmasını beklemek mantıksız olmaz. Peki bizim Aslan Max’imiz ne kadar yağ içeriyor? Aslanımız %19,6 oranında yağ içermekte. Yani doğal bir dondurmanın içerebileceğinden 4-5 kat daha fazla. Üstelik bu yağ doğal süt yağında olduğu gibi kaliteli bir yağ değil maalesef, çok yüksek oranda doymuş yağ içeren, (muhtemelen) hidrojene edilmiş bitkisel katı yağlar içermekte bu ürünler. Hidrojene edilmiş bitkisel yağların insan sağlığını son derecede kötü etkilediğini, hayvansal yağlardan çok daha zararlı olduğunu ben okuduğum kaynaklardan biliyorum (Bkz: Mayo Clinic: Trans fat is double trouble for your heart health). Üstelik bu yağların ne yağı olduğu bile paket üzerinde yer almamakta. Bitkisel ama hangi bitki, ayçiçek yağı mı, yoksa dünyanın en ucuz ve aynı zamanda en fazla doymuş yağ oranına sahip palmiye yağı mı, belli değil (ben ikincisinin daha doğru olabileceğine inanıyorum).
Şeker, Glikoz Şurubu
Hakkını vermek gerek, bu üründe gerçek şeker kullanarak Unilever beni şaşırttı, ben tamamen glikoz şurubu kullanacaklarını düşünürken, listede sudan sonra şekeri görünce şaşırdım, Unilever burada masraftan kaçmamış :-|. Tabii yine de biraz glikoz şurubu eklemekten de kendilerini alamamışlar. Ama bence bu şurup, bitkisel doymuş yağlar kadar tehlikeli değil. Yine de gelişmiş ülkelerde daha ilkokul çağındaki çocukların şeker hastalığına yakalanmalarında en önemli sebepler arasında glikoz şurubunun aşırı tüketiminin sorumlu tutulduğundan da bahsetmekte fayda var.
Çocuklar için uygun bir ürün mü?
Aslında beni en çok rahatsız eden ve tepki vermeme neden olan şey, bu ürünün çocuklara yönelik bir ürün olarak sunulması. Algida’nın bir çok ürünü varken, çocuk kuşaklarında en çok reklamı yapılan ürün Aslan Max markalı ürünler. Benim buradan yaptığım çıkarım, Unilever’in çocuklara yönelik ürettiği ürünlerde “çocuk sağlığı” konusunda pek endişe taşımadığı ve işin kolay yolunu seçerek “en ucuz ürün/en düşük maliyet/en fazla kar” için gerekeni yaptığı. Kısacası, çocuklar bu ucuz, sağlıksız ürünleri satmanın kolay bir yolu olarak görülmekteler. Çocuklara yönelik bu ürünlerde küçük maliyet farklarıyla çok daha besleyici ürünler sunmanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Hatta Algida’nın yetişkinlere yönelik ürünlerinin bazıları çok daha sağlıklı ürünler. Mesela Algida Maraş Usulü dondurmadaki yağ oranı sadece %3 (bkz. bura), kullanılan süt miktarı da çok daha yüksek. Demek ki daha sağlıklı ürünler üretmek mümkün, ancak farklı kaygılar işin içinde olunca, çocukların sağlığı pek de önemli olmayabiliyor.
ABD’de Yok!
İşin ilginç yanı Aslan Max diye bir ürün ABD ve bir çok Avrupa ülkesinde üretilmemekte (bkz.Good Humor web sitesi, Algida’nın ABD muadili). Buna muadil olarak üretilen ürünlerdeyse çok daha sağlığa uygun maddelerin içerikte yer aldığını görüyorsunuz (bkz. buradaki ürünler). Zaten içeriği kötü olan ürünlerle ilgili bilgilere web üzerinden ulaşmak pek mümkün olmuyor, mesela ben Algida’nın Türkiye sitesinde Aslan Max içeriğiyle ilgili bilgileri bulamadım.
İngiltere’de üretilen ve bence çocuklar için çok daha iyi içeriğe sahip olan Mini Milk serisi ürünler bizde üretilmiyorlar, bu ürünlerdeki yağ oranı %3 civarında (Bkz. bura).
Sorumluluk kimde?
Aslında Unilever’i bu konuda suçlamak pek de doğru değil, sonuçta kanuna uygun şekilde ticari faaliyet yürütüp, kar maksimizasyonu gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Asıl sorumlu olan biz anne babalarız, çocuklarımızın boğazından geçen bu ürünlerin içinde ne olduğunu kontrol etmek bizim görevimiz, yoksa buna benzer bir çok örnek vermek mümkün. Zaten sadece Aslan Max değil, diğer dondurma ve gıda üreticilerinin ürünlerini de taradığımızda büyük ihtimalle aynı durumla karşılaşacağız.
Kurumsal sosyal sorumluluk?
İşin rahatsız edici bir yönü de, Unilever gibi bir çok şirketin sosyal sorumluluk alanında PR amaçlı projelerini öne sürerlerken (Bkz. Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı), diğer yandan 4-5 yaşındaki çocukların sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilecek ürünleri rahatça üretmeye devam etmeleri. “Kurumsal vicdan” diye yeni bir kavram bulup, bunun PR’ını yapmak gerekiyor sanırım.
Ne yapmalı?
Öncelikle hem kendimiz, hem de çocuklarımız için seçtiğimiz gıda maddelerinin içinde ne olduğunu bilmemiz ve sağlıksız ürünleri tüketmememiz gerekiyor. Ucuzu değil, biraz daha pahalı, ama besleyici değeri olan besinleri tüketmek gerekmekte. Tüketici bilinci sağlıksız ürünlerin piyasadaki en büyük düşmanı.
Çocukların korunmasına yönelik kanunların oluşturulması ve bu alandaki mevcut kanunlarında uygulanması gerekiyor; şirketlerin çocukların duygularını sömürerek kar elde etmelerinin önüne geçilmesi gerekmekte. Televizyonların çocuk kuşaklarındaki bombardıman reklamlarla, çocuklarımızın sağlıksız ürünlere yönlendirilmesinin önüne geçmek için RTÜK’ün mevcut kanundaki maddelerin gereğini yapması gerekmekte (bkz. RADYO VE TELEVİZYONLARIN KURULUŞVE YAYINLARI HAKKINDA KANUN Madde 4.u ve z, Madde 19).
Çocuklarımızın sağlığı bu kadar ucuz olmamalı.