Sevdiğim Nike’ım

Çok severek giydiğim bir Nike ayakkabım var. Nike olmasına rağmen, temelde spor amaçlı almadığım bu ayakkabıyı, daha ilk ayağıma geçirdiğimde çok hoşuma gitmişti, inanılmaz hafif ve rahattı. Spordan ziyade, günlük yürüyüş ve şehiriçi kullanım amacı ile üretilmiş sanırım. Kalın tabanı ve bileğe kadar yüksek yapısı ile, motosiklet kullanırken de çoğu durumda işimi görmekte.

Ama aradan geçen zaman içeriside bu ayakkabım eskidi ve sanırım kısa sürede kullanılamaz duruma gelecek. Yenisini almak düşüncesi ile Nike mağazasına bir göz attığımda, bu modelin üretimden kalktığını gördüm ve biraz üzüldüm. Çünkü, aynı modelin yenisini bulsam, hiç düşünmeden alacaktım. Muadil olabilecek ayakkabılara baktığımdaysa, tam olarak benzer bir ürün bulamadım.

Şampuan olayı
Benzer bir durum günlük olarak kullandığım Elidor şampuanımla ilgili olarak da gerçekleşti. Uzun süre hiç değiştirmeden kullandığım bu şampuan, geçtiğimiz günlerde Elidor’un ürünlerini yenilemesi ile, birden bire piyasadan yok oldu. İlk başta kendi kendime “herhalde ambalajı değişmiştir” diyerek, raflarda aradım, ama nafile! Ben de bunun üzerine, uzun süredir kullanmadığım Pantene markasına bir şans vereyim dedim ve aklıma yatan bir tipini alarak kullanmaya başladım.

Kısır döngü
Aslında bu tam da çözümü olmayan bir kısır döngü durumu. Müşteri tercihlerinin çok hızlı değiştiği ve yoğun rekabetin yaşandığı sektörlerde, şirketler ayakta kalabilmek için, müşterilerine sürekli yeni ürünler sunmaya çalışıyorlar. Ama, bu arada da, müşterilerini kendilerine sürekli şekilde bağlayabilecekleri müşteri alışkanlıklarını da yaratamamış oluyorlar.

Kendi kendinin rakibi olmak
Buna benzer durumlara hepimiz rastlıyoruzdur sanırım. Bizim için o anda gereksiz bir yeniden seçim prosesi başlatan bu durum, ilgili markanın da müşterisini kaybetme tehlikesini de yaratmakta. Bunun tam çözümü olmayan bir durum olduğunu düşünmeme rağmen, ürün yöneticilerine burada çok görev düştüğüne inanıyorum. Bir çok ürün yöneticisinin, sadece değişim olması amacı ile ürün özelliklerini değiştirmeye çalıştığını, bunun yanında bazı tutulan ürünleri devam ettirmeyi, satışların düşmesine sebep olacak bir risk olarak gördüklerini tahmin ediyorum. Bu kararlar verilirken, müşteri kullanım alışkanlıklarının iyi analizi gerekmekte.

Devam ürününü planlayabilmek
Bu durumdan şu şekilde kurtulunabileceğini tahmin ediyorum. Herhangi tutulan bir ürünü üretimden kaldırmayı düşündüğünüzde, yeni üreteceğiniz ürünler içerisinde, eski ürüne muadil olabilecek, yapısı çok da fazla değişmemiş bir ürüne yer verebilir ve müşteriyi bu konuda bilgilendirebiliriz. Böylece, devamlı müşterimize, bir sonra kullanabileceği ürünle ilgili olarak kılavuzlık ederken, aynı zamanda yeni müşterileri de yeni özellikler sebebi ile rakiplere kaptırmamış oluruz. Ayrıca, modeller değişse de, model isim ve numaralarının temelinin korunması da, müşterinin bağlılığını sağlamakta etkili bir yöntem olabilir. Mesela, Nike’ın koşu ayakkabısı olan Air Pegasus seneler içerisinde birçok değişiklik geçirmiş olmasına rağmen, temel özelliklerini ve adını hep korumuş durumda. Böylece de, profesyonel koşucuların sürekli tercihi olunurken, yeni başlayanların da, kolayca belirleyebileceği bir seviye yaratılmakta.

Tag: , , ,

Sevdiğim Nike’ım” için 5 yorum

  1. merhaba Serdar Öner,
    Uzun zaman oldu sitenize uğrayamayalı ama inan her yazıyı dikkatlice okuyorum.Benim gibi mesleğe yeni atılan biri için gerçekten iyi bir hoca oldunuz.Yazılarınız, tarzınız,yaklaşımınız tamamen oturaklı,mantıklı,tarafsız ve analizci.Sizden öğreneceğimiz çok şey olduğunu her yazınızda daha iyi anlıyorum.Emekleriniz için teşekkürler..

    Şampuan konusunda size bir tavsiyem var, gelişi güzel bir şampuan kullanmamanızı tavsiye ederim.Tüm söylediğiniz bu şampuanlar saç için oldukça zararlı aslında.Size defne, z.yağı,kayısı veya yosun sabunu tavsiye ediyorum ama illa şampuan kullanmak isterseniz ‘Down Under Naturals’ diye bir marka var.Üzerinde koala resmi var oldukça doğal, bitkisel bir şampuan.Şahsen ben çok memnunum.

    Son olarak Amazon.com dan alışveriş yapmak benim için tam bir kabusa dönüştü.Muhakkak siz alış veriş yapıyorsunuzdur.Kredi kartını ve siparişi onaylaması çok zaman alıyor,üstüste o kadar çok mail geliyorki üstüne kitabın gelmesi,gümrük ve shipping olayı ise kabusa dönüşüyor.amazon uk mi denemeliyim. Sizin napıyorsunuz,böyle bir sitenin bir takım kolaylıklarının olması gerekmez mi? Sizden bir yazı bekliyorum..
    Kolay gelsin…

  2. Kader hanım, yorumlarınız ve şampuan konusundaki öneriniz için teşekkürler. Söylediğiniz şampuanı deneyeceğim. Sabun kullanmak bana pek yaramıyor. Zaten seri üretim şampuanların içinde de her zaman kremsiz ve daha saf yapıda olanlarını tercih ediyorum genellikle. Amazon’dan son dönemde alışveriş yapmadım, ama genellikle kargo maliyetlerinin düşük olması sebebi ile amazon.co.uk’yı tercih ediyorum. Ayrıca, son dönemde kitap dışındaki çoğu üründe ülkemize gümrükle ilgili sebeplerden dolayı gönderim yapmadıklarını görüyorum. Bu yüzden de, genellikle ABD’den bir gelen oluyorsa, onun adresine göndertip, gelen kişi ile ürüne sahip olmak bir çözüm olabiliyor.

  3. Amerika’dan alışverişle ilgili kısa bir bilgi vermek isterim. Aslında pek çoğumuzun bilmediği Access USA http://www.myus.com sitesi yurt dışından ürün getirme amacıyla kullanıyor. Bu siteye ücreti karşılığında üye olduğunuzda size bir USA adresi veriyor ve internet alışverişlerinizde bu adresi kullanıyorsunuz. Firma sizin adınıza siparişlerinizi alıyor ve sizin istediğiniz sıklıkta size gönderiyor. İlgi duyanlar inceleyebilirler.

  4. Nike konusunda bende sizinle ayni fikirdeyim. nike sizinde bildiginiz tahmin ettigim gibi cok ve farkli urun cikarma uzerine kurulu bir sirket. her ne kadar bize tersde gelse demekki dogru yapiyorlar ki en buyuk uretici konumundalar. yalniz malum retro modasina uyarak bir zamanlar cok satmis unlu modelleri yeniden cikarttilar. arz talep maalesef.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir