Odaklanmak


Odaklanmanın, iş hayatında başarılı olabilmenin en önemli unsurlarından biri olduğuna inanıyorum. Bunu daha çok kendi deneyimlerim sonucunda fark etmiştim, ama Al Ries’in “Focus” isimli kitabını okuduktan sonra, bu düşüncelerim daha da güçlenmişti. Şirketlerin birçoğunda, farklı konularla ilgili odaklanma eksikliği, performansı düşürmekte. Birey bazına indiğimizde de, günlük işlerimizde odaklanma çok önemli etkilere sahip olabiliyor.

Aynı Anda Kaç İş Yapabilirsiniz?
Farklı kaynaklardan okuduğum bilimsel verilere göre, insanlar 1 ile 3 arasındaki konuyu, zorlanmadan ve ilk anda algılayabiliyorlar. Yani, basit olarak düşünürsek, masada duran 3 kalem var ise, bunları sadece görerek, saymamıza gerek kalmadan görsel olarak 3 adet olduğunu algılayabiliyoruz. Bu sayı 3’ten fazla olduğunda, beynimiz sadece görsel olarak bunun kararını veremiyor ve saymaya başlamamız gerekiyor. Saymaya başlamak ise, fazladan efor harcamanız anlamına geliyor. İşte, aynı şekilde, iş hayatında da, elimizdeki iş sayısı 3 adede kadarsa, bunları beynimizde organize etmemiz çok kolay oluyor ve birçok şey otomatik olarak gerekli yerlere oturuyor, iş sayımız daha fazla olduğundaysa, işin içine mutlaka kağıt/kalem veya Excel’in girmesi gerekiyor. Tabii ki aynı zamanda, iş yapış verimimizde de düşmeler meydana geliyor.

Odaklanan Organizasyonlar
Organizasyon bazında ise, görece üstünlüğe sahip olduğu alanlara odaklanılması ve rekabet avantajı olmayan alanlardan çekilinmesi gerekmekte. Rekabette, ürün özelliklerinde, müşteri segmentinde, coğrafi yayılımda, reklam stratejisinde ve proje yönetiminde, odaklanma çok daha verimli bir organizasyonun oluşmasına olanak tanıyor. Sınırlı kaynakların, en verimli şekilde kullanılabilmesi için, bu yaklaşım şart.

Şirketlerin veya takımların aynı birden fazla projeyi yürütebilmesi tabii ki mümkün, ama pratik anlamda, bu sayının mümkün olduğunca düşük tutulması, o an için en önemli işlere odaklanılması çok daha faydalı bir yaklaşım. Proje sayısının artması ile, her bir projenin başlangıç ve bitişi arasındaki sürenin uzaması kaçınılmaz hale gelmekte. Eğer bu süreler, çok uzamaya başlarsa, yapılan işe olan güven düşmekte, moraller bozulmakta ve projenin tümünün tamamlanamaması tehlikesi ortaya çıkmakta. Bu da büyük bir zaman ve işgücü kaybı anlamına gelmekte. 1-2 işi en hızlı şekilde bitirmek, ve sonra diğer projelere geçmek, çok daha dinamik bir organizasyon sağlamakta.

Sonuca Odaklılık
Ülkemizde birçok işe, sonuçta nereye varılması gerektiği belirlenmeden başlanıyor. Takım üyelerinin akıllarında ortak bir hedef oluşmuyor. Bu şekilde başlanan projeler bir süre belli bir çabalama ile devam ediyor ve ancak projenin ilerleme aşamalarında, hangi noktaya ulaşılması gerektiğine karar verilmeye çalışılıyor. Bunun ne kadar büyük bir zaman kaybına sebep olduğunu tahmin edebilirsiniz. Sonuca odaklılık, organizasyonların kaderini belirleyen bir öneme sahip bence.

Kısacası, eğer Al Ries’in kitabını hala okumadıysanız, okumanızı öneririm. Amazon sayfasına ulaşmak için tıklayabilirsiniz.

Tag: , ,

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir